Kahve, Osmanlı döneminde hayatımıza girip yüz yıllardır yerini korumayı başarmıştır. Ancak tabii ki o zamanki kahve kültürümüzle günümüzdeki kahve içme kültürümüz arasında büyük farklılıklar var. Sadece yapılış biçimi ve lezzeti değil, kahvenin toplumdaki rolü de değişmiş durumda. Peki kahve Osmanlı’ya ne zaman geldi, nasıl yapıldı ve ne gibi aşamalardan geçerek günümüzdeki halini aldı?
KAHVE OSMANLI’YA NE ZAMAN GELDİ?
Bu konu hakkında birden çok görüş ortaya atılmasına karşın en yaygın olanı Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) başkent İstanbul’a getirildiğidir.
OSMANLI’DAKİ KAHVEYİ DİĞER MİLLETLERİN KAHVESİNDEN AYIRAN NEDİR?
Osmanlı’da kahvenin lezzeti kadar sunumuna da önem verilmiştir. Kahveden önce çeşitli tatlılar ve reçeller ikram edilirdi. Daha Sonra kahve; altın, elmas gibi mücevherlerle süslenmiş ufak fincanlarla ve süslü örtülerle, Türklere özgü olan bir pişirme yöntemi olan cezve içerisinde yapılıp telvesiyle beraber yanında lokum veya misket üzümüyle beraber sunulurdu. Kısacası, Osmanlı’daki kahveyi diğer kahvelerden ayıran en önemli özellik sunum aşamasıdır.
OSMANLI’DA KAHVE FİNCANLARI NASILDI?
Bu konuda kesin bir kural var diyemeyiz, ancak yaklaşık olarak bir standardı elbette var. Genel hatlarıyla ağzı 4-7 cm çapında, yüksekliği ise 4-6 cm civarlarındadır. Evinizde kullandığınız Türk kahvesi fincanlarını gözünüzün önüne getirin, Osmanlı döneminde de fincanlar günümüzdeki gibiydi.
OSMANLI’DA KAHVEHANECİLİK
Kahvehaneler günümüzde de her köşe başında karşımıza çıkıyor. Bu gelenek, Osmanlı zamanına dayanıyor fakat işlevsellik olarak aralarında büyük farklılıklar var. Osmanlı’da kahvehaneler, ocaklarda büyük demliklerin içinde kahvelerin piştiği, kitapların okunduğu, halkın her kesimine hitap eden önemli yerlerdi. Hatta devlet adamlarının bile ilgisini çekmişti, kadılar ve vezirler boş zamanlarında gelip kahvehanelerde vakit geçirmişlerdir.
Osmanlı’daki ilk kahvehane Tahtakale’de Hakem ve Şamlı Şems adlı iki Arap tarafından açılmıştır. Önceleri seyyar olarak kahve satıp, daha sonra kahvehane açarak İstanbul’da kahvehaneciliği başlatmışlardır. Bunun üzerine çeşitli bölgelerde hızla yeni kahvehanelerin açılmasıyla tüm İstanbul’a yayılmıştır.
OSMANLI’DA KAHVENİN YASAKLANMASI
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Osmanlı’da farklı dönemlerde toplam dört kez kahve içilmesi yasaklanmıştır. İstanbul’a ilk geldiği zamanlar dönemin şeyhülislamı Ebu Suud Efendi, kafeinin sihirli etkilerinden olsa gerek kahvenin uyuşturucu madde sayılacağını ve dinen caiz olmadığını öne sürerek kahvenin yasaklanmasını istemiştir. Devlet adamlarının ricası ve halkın isteği üzerine kahve, lll. Mehmet zamanında tamamen serbest kalmış ve tüketilmesine izin verilmiştir. Kahvenin çok fazla rağbet görmesi üzerine devlet, kahve satıcılarından vergi toplayarak devlet hazinesine katkı sağlamak istemişlerdir.